Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti Uyum, Aile, Çocuk ve Mülteci Bakanlığı Müsteşarı Gonca Türkeli –Dehnert ile Kadınca Dergisi olarak özel bir röpotaj yaptık.

 İbrahim Taş : Yeni görev sürenizde hangi görevleri üstleneceksiniz? Hedefleriniz neler?

Gonca Türkeli –Dehnert: Kuzey Ren-Vestfalya, entegrasyon politikası açısından çok iyi bir konuma sahiptir. Entegrasyondan Sorumlu Devlet Bakanı olarak sağlam bir temel üzerine inşa edebilirim. Kuzey Ren-Vestfalya’da göçmen geçmişi olan insanlar için daha da fazla fırsat yarattığımızdan emin olmak için çalışmak istiyorum. Tarihimiz, göçün ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çeşitlilik bizim gücümüzdür. Göçmen geçmişine sahip insanların gelecekte oldukları üzere, toplumumuzun doğal bir parçası olarak görülmelerini sağlamak adına çalışmak istiyorum. Bu, aynı zamanda anti-Semitizm ve ırkçılığa karşı tutarlı eylemi de içerir. Kuzey Ren-Vestfalya kozmopolit bir eyalettir ve öyle kalmalıdır.

İbrahim Taş : Göçmen geçmişi olan kişiler adına ne tür görevler üstleneceksiniz?

Gonca Türkeli –Dehnert: Göçmen insanların, eğitimden sağlığa kadar her alanda yer alma imkanlarının daha da gelişmesini istiyorum. Ayrımcılıktan korunmalı, aynı zamanda bu ülkenin bir parçası olmaya teşvik edilmelidirler. Kesin olan bir şey var: Göçmenlik geçmişi, birinin topluma katılma şansının yüksek olup olmadığı konusunda belirleyici faktör olmamalıdır.

İbrahim Taş : Yeni entegrasyon projeleri mi planlıyorsunuz?

Gonca Türkeli –Dehnert: Şu anda, korona pandemisinde, sağlık eğitiminin göçmen geçmişi olan insanlar için daha da geliştirilmesini sağlamak adına çalışıyorum. Bir memur olarak, kişisel deneyimime göre, kamu sektöründe göçmen geçmişe sahip olan kişilerin oranını artırmak da benim için önemlidir. Yönetim, toplumumuzun gerçeğini yansıtmalıdır. Bunun için göçmen geçmişe sahip olan kişilerin kamu hizmetinde rol modellere ihtiyacı vardır. Cazibeli işveren olarak algılandığımızı görmeliyiz. Özellikle endişelerimden biri, anti-Semitizm, antiziganizm karşıtlığı, Müslüman karşıtı ırkçılık, siyah karşıtlığı, Asya karşıtlığı ve diğer ırkçılık, değişken düşmanlık biçimleri adına raporlama ofislerimizin kurulmasıdır. Etkilenenler, cezai sorumluluk sınırının üzerindeki ve altındaki hadiseleri sitede kolayca bildirebilir. Kayıt ofis sistemimiz bu hadiseleri derler. Daha sonra bilimsel bir temelde analiz edilir ve belgelenir. Bu, ayrımcılıkla mücadele çalışmalarında bize önemli bir ivme kazandırıyor. Bu da bizi ülke çapında öncü yapıyor.

 

İbrahim Taş : İleri eğitim faaliyetleri planlıyor musunuz?

Gonca Türkeli–Dehnert: Eğitim ve katılım, başarılı bir entegrasyon süreci adına temel unsurlardır. Tüm çocuklara ve göçmen kökenli ailelerine eşit derecede açık olmalıdırlar. Hedefimiz, göçmen kökenli çocuk ve gençlerin, eğitim başarısını daha da perçinlemektir. Bunda çok dillilik önemli bir rol oynamaktadır. Çocuklar ve aileler için büyük bir varoluştur. Zira çok dillilik, yaşanan çeşitliliği mümkün kılar, sosyal uyumu teşvik eder. Bu sebeple, onları yasal olarak “Çocukların Eğitimi Yasasına” ve “Katılım ve Entegrasyon Yasasına” bağladık.

İbrahim Taş: Kadınlara özel ne gibi projeler planlıyorsunuz?

Gonca Türkeli –Dehnert: Toplumsal cinsiyet eşitliğine katkıda bulunan pek çok projeyi veyahut kalıplaşmış toplumsal cinsiyet rollerini yıkmaya yardımcı olan projeleri destekliyoruz. Göçmen öz-örgütleri alanında finanse edilen projelerimizin, yaklaşık her beş projesi “toplumsal cinsiyet adaleti” konusuyla alakalıdır. Kadınlar adına kadınları savunmak, benim açımdan özellikle önemli. Bu sebeple, kadınlar tarafından kurulan ve yönetim kurulu tarafından yönetilen birçok göçmen öz-örgütünü desteklemekteyiz.

İbrahim Taş: Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde göçmen kökenli kadınlara bakarsak, Almanya’da göçmen namına ne gibi katkılar sağlıyorlar?

Gonca Türkeli –Dehnert: Günümüzde, ekonominin ve toplumun her ortamında, çok çeşitli pozisyonlarda göçmen geçmişe sahip olan kadınlara rastlıyoruz. Bu iyi. Girişimcilere bakın. Tüm göçmen serbest meslek sahiplerinin üçte birinden fazlası kadındır. Bunlar, işgücü piyasasına entegrasyon adına rol modellerdir. Göçmen kökenli kızları ve genç kadınları, profesyonel ve sosyal, aktif olarak katılmaları adına motive ederler. Bu, kadınların toplumumuza böylesine önemli katkıda bulunmalarından gurur duyabiliriz.

İbrahim Taş: Türk vatandaşlarının, Almanya’nın kalkınmasına büyük katkısı vardır. Türk-Alman dostluğu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gonca Türkeli –Dehnert: Geçen yıl Türkiye ile yapılan işe alım anlaşmasının 60. yılını kutladık. İlk göçmen jenerasyonu ülkemizdeki fabrikalarda, dikiş atölyelerinde veya madenlerde çok çalıştılar. Zor şartlar altında vardiyalı, tam zamanlı çalışma ve fazla mesai yaptılar. Genellikle yükselişlerini kendileri tayin ettiler ve her şeyden önce çocuklarına yeni fırsatlar sundular.

Bu, insanların meziyetlerini tanımak ve takdir etmek, toplum olarak bizim görevimizdir. İşe alım yapan tüm ülkelerden, ilk neslin yaşam boyu başarılarına büyük saygı duymamız benim adıma oldukça önemli. Bana göre bu, göçmen geçmişe sahip yaşlı vatandaşlar için kültürel açıdan hassas yaşlı bakımı ve yaşlı bakımı sorununu da içeriyor. “İyi Emeklilik NRW” model projemizde, tedarik tekliflerinin önündeki engellerin kaldırılmasını teşvik ediyoruz.

İbrahim Taş: Irkçı saldırılar, son yıllarda önemli ölçüde arttı. Toplum namına, gelecekte bunu nasıl önleyebiliriz?

Gonca Türkeli –Dehnert: Irkçı saldırılar, hiçbir şeyle meşrulaştırılamaz. Bu yüzden ırkçılık bilincini artırmamız gerekiyor. Herkes bir şeyler yapabilir: Irkçılığı tanıyın, üzerinde düşünün ve buna böyle deyin. Irkçılığı fark eden herkes, yüksek sesle protesto etmeli, etkilenenlerle dayanışma göstermelidir. Lakin ırkçılıkla, yalnızca siyasi önlemlerle mücadele edilemeyeceği de doğrudur. Bu bir bütün olarak toplum adına bir görevdir. Lakin politikacılar, etkilenenler adına destek teklifleri oluşturabilir. Örneğin, geçen yıl ayrımcılıkla mücadele hizmet noktalarımızı 13’ten 42’ye çıkardık. Hizmet noktaları, etnik ayrımcılık, ırkçılık ve anti-semitizmden etkilenen kişilere tavsiyelerde bulunur. Lakin toplumun bir bütün olarak nefret ve ayrımcılığa karşı durması önemlidir.

İbrahim Taş: Göçmen kökenli insanlar Almanya’nın gelişimi için ne kadar önemlidir?

Gonca Türkeli –Dehnert: Yaklaşık 60 yıl önce Almanya’ya gelen ilk göçmen kuşağının insanlarına çok şey borçluyuz. Onlar olmasaydı, ekonomik mucize düşünülemezdi. Şirketlerimiz, göçmen geçmişe sahip olan kursiyerler olmadan, 1950’lerden 1970’lere kadar misafir işçi kuşağının çocukları, torunları ve hatta şimdi torunlarının torunları olmadan nerede olurdu? Rus-Alman göçmenler olmasaydı el sanatları nerede olurdu? BioN-Tech’in Türk kurucuları Özlem Türeci ve Uğur Şahin’in araştırma ruhu olmasaydı, salgınla mücadelede nerede olurduk? Bu husus, Almanya’nın gelişmesinde, göçmen kökenli insanların önemli bir rol oynadığını göstermektedir.

İbrahim Taş: Toplum yararına çalışan dernekler ve sivil toplum kuruluşları ile daha sık görüşmeyi planlıyor musunuz?

Gonca Türkeli –Dehnert: Birliklerin, derneklerin ve dini toplulukların sivil toplum taahhüdü olmadan entegrasyon çalışması düşünülemezdi. Bu alandaki büyük taahhüt için minnettarım. Dernekler, entegrasyon politikamız için ortaklar, uzmanlar ve ilham kaynaklarıdır. Göçmen öz-örgütlerinin bizim için özel bir statüsü var. Kendi topluluklarına erişimi olan, ihtiyaçları bilen ve dış dünyanın çıkarlarını temsil eden kişilerdir. Dernek ve kuruluşlarla düzenli temas halindeyim.

İbrahim Taş: Kadınlara ne tür destekler sunacaksınız? Kadınlara devlet kurumlarında, yetkililerde ve genel olarak yeterince fırsat veriliyor mu?

Gonca Türkeli –Dehnert: Kadınların yetkililerdeki ve devlet kurumlarındaki oranı sürekli artıyor. Aynı zamanda, eyalet hükümeti adına, göçmen kökenli daha fazla insanın kamu sektöründe çalışmak konusunda hevesli olması adına hem kadınlar hem de erkekler için kampanya yürütüyoruz.

İbrahim Taş: Kadınlar siyasete girmek adına ne yapmalı? Bu şekilde gideceğinizden nasıl daha emin olabilirsiniz?

Çoğu durumda, kadınlar daha fazla güvene sahip olmalıdır. Daha cesur olmalılar ve konumlarını kamuoyu önünde temsil etmelidirler. Siyasette, diğer kadınlarla ağ kurmak, birbirini güçlendirmek, birbirini desteklemek ve eşlik etmek de önemlidir.

İbrahim Taş: Göçmen kökenli insanların hala Alman toplumuna entegre olma sorunları olduğunu düşünüyor musunuz?

Gonca Türkeli –Dehnert: Bu benim için çok genel. Göçmen kökenli bir grup insan çok heterojendir. Burada, üçüncü kuşakta yaşayan ve uzun süredir Alman vatandaşı olanlar var. Lakin burada kısa süre kalan, henüz Almancayı çok iyi bilmeyen ve entegrasyon sürecinin başında olanlar da var. Eyalet hükümeti olarak görevimiz, her grup adına doğru entegrasyon tekliflerini yaptığımızdan emin olmaktır. Her gün bunun için çalışıyor ve Kuzey Ren-Vestfalya’da çok iyi gidiyoruz.

İbrahim Taş: Cevabınız evet ise buna ek olarak ne yapılmalı?

Gonca Türkeli –Dehnert: Entegrasyon, göçmen geçmişi olan kişilerin bakış açısından düşünülmelidir. Entegrasyonu şansa bırakmak istemiyoruz, her bireyin entegrasyon şansını sistematik olarak artırmak istiyoruz. Onlara adil bir şans vermek istiyoruz. Bu sebeple, şu anda, belediye entegrasyon yönetimimizin bir parçası adına vaka yönetimi kuruyoruz. Belediyeler, “girişten vatandaşlığa geçişe” kadar olan entegrasyon süreçlerini kontrol etmeli ve düzenlemelidir. Bu şekilde kendi biyografisi, nitelikleri ve yaşam durumu olan herkese adalet sağlayabiliriz.

Kimdir

Ordulu bir ailenin çocuğu olan Gonca Türkeli – Dehnert 1 Şubat 1975 yılında Berlin Kreuzberg’de doğdu. Berlin Üniversitesi Hukuk Mezunu olan Dehnert Türkçe ile birlikte dört dil biliyor. 1994 yılından beri CDU Partisinin üyesi.

İbrahim TAŞ / DÜSSELDORF 

Çeviri : Hande Ortay