Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (NRW) Uyum Meclisleri Birliği LAGA Başkanı Tayfun Keltek ‘’ çocuklar her ortamda ve her şekilde anadilini konuşabilmeli. Çocukla konuşulduğunda onun anlattığı her zaman ön planda olmalı’’dedi.

 Almanca veya Türkçe’nin arasında seçim yapmanın yanlış olduğunu belirten Keltek’’ öncelikle Almanya’da doğup büyüyen insanların yapısını analiz etmek gerekiyor. Alman toplumunun homogen bir toplum olan göçmenlere bakış açısı genellikle noksanları olan ve uyumlulaştırılması için bir takım çaba sarf edilmesini öngörür. Burada doğup büyüyen ve Türk olan bir kişinin farklılıklarının neden yadırgandığı gözlemlenmelidir. Bu insanlar eksik insanlar değillerdir. İkisinin de en iyi şekilde değerlendirilmesi lazımdır ki bu toplumda ki insanlar hak ettikleri yeri elde edebilsinler. Bu yüzden Türkçe’nin önemini ortaya koymak lazımdır. Fakat birini diğeriyle karşı karşıya getirmemek lazım. Almanya sınırları içerisinde yaşıyorken oranın dilini ihmal edemezsin. En iyi şekilde Almanca öğrenmeli ve buna itiraz edememelidir. Çocuklarımızın doğal yapısından kaynaklanan bu artı ortamını, Türkçe’yi ihmal ederek dengeleyemezsiniz. Noksan bir insan olarak ortada kalırsınız. Kökünüz ruhunuza yapışık olduğundan onu inkar edemezsiniz. İki dili de en iyi şekilde öğretmemiz gerekir. Bu eziklik kompleksinden çıkmak zorundayız. Almanca’ya karşı değil Almanca’yı desteklemek için iyi bir Türkçe’nin korunması lazım. Bizi en iyi biz biliyoruz bu sebeple ki medeni cesaretimizi ortaya koyup “biz bunları istiyoruz” demezsek Alman toplumunun bizi anlaması mümkün değil’’dedi..

Keltek’’ ilk olarak anne ve babada çocuğa o duygu yansıtılabilmeli. İkinci olarakta çocuk arkadaş ortamında bu duyguyu yaşayabilmeli. Sakın ola ki dilinizin sizin için bir dezavantaj getireceğini düşünmeyin. Tam tersi bunun size iş açısından da farklı bir kapı olabileceğini unutmayın. Ben işe alım açısında bir özgeçmişe baktığımda bunlara dikkat ediyorum’’şeklinde konuştu.

Almanya’nın tek dilli bir toplum olduğunu vurgulayan Keltek’’ Almanya’da gelir durumu yüksek olan on binlerce insan çocuklarını küçük yaştan itibaren iki dille yetişsin diye Avrupa’nın farklı noktalarına gönderiyor. Bizim, büyük paralar harcayarak çocuklarımızı bir yere göndermemize gerek yok. Var olan gerçekleri kullanabilme durumu ve bu olanağı dile getirip getiremediğimizi sorgulamamız gerekiyor’’diye konuştu.